İnsanlar çok eski çağlardan bu yana bedenlerinin müsaade ettiğinden daha fazlasına ulaşmayı hayal etmiştir.
Şimdilerde ise transhümanizm ismiyle gelişen yeni bir hareket, bilimin nihayetinde insanların mevcut fiziksel formlarından öteye evrimleşebileceği fütüristtik bir yol sağlayacağına inanıyor.
Bu kitlenin teknoloji ile insan doğasının dönüşeceğine yönelik inancında en çok öne çıkan fikir ise, birinin zihninin dijital veriler haline getirilerek çok güçlü bir bilgisayara “upload” edileceği. Bu sayede sınırsız sanal deneyimlerle dolu bir dünyada yaşama ve etkin bir şekilde ölümsüzlüğe erişmenin mümkün olacağına inanıyorlar.
Ancak transhümanistlerin, zihin upload’u konusunda görmezden gelmeyi tercih ettiği çok sayıda aşılması imkansız engel bulunuyor. Pratik zorluklar, öngörebileceğimiz gelecekte yaşanmasını imkansız kılarken, kavramın çok daha temelden sorunları yer alıyor.
Beyin upload’u, bilim kurgu eserlerin yıllardan beri çok sayıda üzerinde durduğu bir konu. Şimdiye kadar bu eserlerden dünyamıza dahil olan çok sayıda teknoloji görsek de, bu fikir bilim kurguda kalacak gibi duruyor. İlk olarak, beyinlerimiz 86 milyar civarında nöron ile trilyonlarca bağlantıya sahip. Bir zihni dijital olarak kopyalamak için, o bağlantıların da haritasını çıkarmamız gerekir ki bu da insan yetkinliğinin çok ötesinde. Görüntüleme teknolojileri ve bilgisayarların mevcut ilerleme hızı ile 20-30 yıl sonra bunu başarabiliriz ancak başarımız ölü bir beyin üzerinde olur.
Yine de canlı bir beyin için böylesine bir diyagram çıkarabilsek bile, nasıl çalıştığını anlamamız mümkün olmaz. Bunun için nöronların o kesişimlerde nasıl etkileşime girdiğini tam olarak tanımlamamız gerekir ki bu da moleküler düzeyde bir ayrıntı. Nitekim daha beyinde kaç molekül olduğunu bile bilmiyoruz.
Bu da devamında daha karmaşık bir zorluğu işaret ediyor. Beynin çalışma yöntemlerinin bir kısmını kopyalayabiliyor olduğumuzu düşünelim. Yine de gerçek bir beyni, ya da daha doğru ifadeyle zihni kopyalamış olmayız. Bilgisayar gücünde yaşanacak hiçbir artış, moleküler düzeyde beynin simülasyonunu yapmamıza müsaade etmeyecek.
Şu an insan yapımı bir bilgisayarın nasıl çalıştığını anlamak için her bir parçasından geçen akım ve voltajı bilmemize, her bir elektronun ne yaptığını öğrenmemize gerek yok. Transistorların değişim işlemlerini tasarladık ve devre halinden basit dijital bir ve sıfırlara yol açtık. Ama beyni kimse tasarlamadı ve işlemlerini dijital mantığa oturtmak mümkün değil.
Bu imkansızlıkların arasında insanlar yine de böylesi bir geleceği hayal etmenin zararı olmayacağı görüşünde. Ancak transhümanistler, temeldeki dini fikirleri bilim ile karıştırma eğiliminde. Teknolojiyi tüm isteklerini gerçekleştirecek bir yöntem olarak görüyorlar. Ancak bu durum, bilimsel önceliklerin bölünmesine yol açıyor ve asıl sorunlarımızı çözmek için geliştirilmesi gereken teknolojileri engelliyor. Ölümsüzlük teknolojinin elinden gelmeyecek, miras bıraktıklarımız ile gelecek.
Kaynak: http://blog.turkcell.com.tr/bilincimizi-dijital-ortama-aktarabilir-miyiz/
Yorum Gönder